Yüksek dağların sarp yamaçlarında, yaz aylarının gelişiyle birlikte koyun kırkma dönemi başlıyor. Tam 3 bin 370 rakımda yer alan bu doğal güzellikte, geleneksel yöntemlerle yapılan koyun kırkma ardında hem ekonomik kazanç, hem de kültürel bir miras taşıyor. Bergama'nın eteklerinde güneşin doğuşu ile birlikte başlayan bu ritüel, bölgedeki hayvancılığı ve sosyal yaşamı şekillendiriyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bölge sakinleri, koyunlarını kırkmak üzere sabahın erken saatlerinde bir araya geldiler. Hem zorlu hava koşulları hem de ağır dağ şartları, koyun kırkmasının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Koyun kırkma, sadece hayvanların bakımını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bölgedeki ekonominin de önemli bir parçasıdır. Bu yıl, kırkma işlemi sırasında hem geleneksel hem de modern tekniklerin bir arada kullanıldığı gözlemlendi. Koyunların rahat bir şekilde kırkılması için uygun ortamın hazırlanması gerektiğini vurgulayan çiftçiler, hava koşullarının tahmin edilmesiyle birlikte kırkma işlemini hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Dağların doruklarındaki ekipler, genellikle günün en sıcak saatlerinden kaçınarak sabah erken veya akşam saatlerinde çalışmayı tercih ediyor. Böylece, hayvanların stres seviyelerini azaltıyor ve daha verimli bir kırkma süreci sağlıyorlar.
Koyun kırkma işlemi, uzmanlar tarafından yapıldığında oldukça kısa bir süre almakta olup, her hayvan için ortalama 5 ile 10 dakika arasında değişmektedir. Hayvanların sağlığını korumak adına, kırkma öncesinde dikkatli bir muayene gerçekleştirilirken, olası sağlık sorunları hakkında çiftçiler bilgilendiriliyor. Böylece hem hayvanların hem de çiftçilerin sağlığı güvence altına alınmış olur.
Bölge ekonomisine katkılar sağlayan koyun kırkma süreci, hem yerel pazarlarda hem de daha geniş ticaret ağlarında önemli bir rol oynamaktadır. Kırkılan yün, çeşitli sektörlerde kullanılmakta olup, kıyafet ve tekstil üretimi başta olmak üzere birçok alanda değerlendirilmektedir. Yün işleme tesisleri, yerel üreticilerden aldıkları yünleri işleyerek istihdam yaratmakta ve bölge ekonomisinin büyümesine katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda, her yıl düzenlenen festivallerle, koyun kırkma geleneği her nesle aktarılmakta ve kültürel miras sürdürülmektedir.
Yüksek rakımlı bölgelerde yaşayan çiftçiler, bu geleneği sürdürürken, bir yandan da doğanın sunduğu zorluklarla başa çıkmayı öğrenmekte. Kış mevsiminde gelen ağır kar yağışları, bu yılki kırkma işlemlerinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Koyunların tüyleri, kışın sert şartlarından korunmalarına yardımcı olurken, yaz aylarında da vücut sıcaklığını düzenlemelerine olanak tanıyor. Bu nedenle, kırkma işlemi, sadece hayvan sağlığı açısından değil, aynı zamanda çiftçilerin ekonomik sürdürülebilirliği açısından da kritik bir faaliyet haline geliyor.
Sonuç olarak, 3 bin 370 rakımda gerçekleşen koyun kırkma etkinliği, sadece bir tarımsal faaliyet olmanın ötesine geçiyor; köylerin kimliğini oluşturan, kuşaktan kuşağa aktarılan zengin bir kültürel miras özelliği taşıyor. Bu yıl da gökyüzünün masmavi olduğu, dağların yeşillendiği, ve çiftçilerin birlikteliği ile dolu olan koyun kırkma zamanı, hem geleneklerin yaşatıldığı hem de geleceğe umutla bakıldığı bir dönem olarak kaydedildi. Bölge halkı, hem kendi kültürlerini sürdürmekte hem de sürdürülebilir bir yaşam alanı yaratmaktadırlar.