Marmara Denizi, Türkiye’nin en önemli su yollarından biri olmasının yanı sıra, kıyılarında yaşayan milyonlarca insanın geçim kaynağı ve doğal yaşam alanıdır. Ancak son yıllarda deniz ekosistemindeki dengesiz gelişmeler, bu önemli su kütlesinin sağlık durumunu tehdit etmeye başlamıştır. Müsilaj, yani deniz salyası, son zamanlarda Marmara Denizi'nde giderek yaygınlaşarak ciddi çevresel sorunlara yol açmaktadır. Bu doğal olay, hem ekosistem hem de insan sağlığı açısından alarm zilleri çalmaya başladı.
Müsilaj, denizlerde bulunan bazı alg türlerinin aşırı çoğalması sonucunda oluşan bir yapıdır. Özellikle su sıcaklığının artması, besin maddelerinin çoğalması ve deniz suyu akıntılarındaki değişimler, müsilaj oluşumunu tetikleyen etkenlerdir. Marmara Denizi’nde yaşanan bu durum, kıyı oyunları, sanayi atıkları ve tarımsal faaliyetlerin etkisiyle daha da kötüleşmekte. Biyolojik ve kimyasal döngülerdeki bu bozulmanın, deniz yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri ise çok büyük. Müsilaj, deniz yüzeyinde yoğun bir tabaka oluşturarak oksijen seviyesini düşürmekte ve deniz altındaki yaşamı tehdit etmektedir.
Müsilajın Marmara Denizi üzerindeki etkileri oldukça çarpıcı. Örneğin, balıkların yaşam alanları daralmakta ve bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması muhtemel. Bölgede yapılan araştırmalar, müsilajın sadece deniz yaşamını değil, aynı zamanda turizmi ve balıkçılığı da olumsuz etkilediğini göstermektedir. Zira, deniz tatilcileri ve su sporları meraklıları için olumsuz bir deneyim yaşatmakta ve bu durumu önceliklendirerek bölgedeki ekonomik dengeyi bozabilmekte.
Yetkililerin bu duruma karşı alması gereken önlemler arasında; su kirliliğinin azaltılması, izleme ve değerlendirme programlarının oluşturulması ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi yer almaktadır. Şu anda, bölgedeki birçok kuruluş ve çevre aktivisti, müsilaj sorununun çözümü için harekete geçmiş durumda. Ancak bu, yalnızca devletin değil, aynı zamanda bireylerin de katkıda bulunması gereken bir süreç. Herkesin doğaya sahip çıkması ve koruma bilincini geliştirmesi, bu sorunun çözümüne büyük katkı sağlayacaktır.
Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorunu, gün geçtikçe daha da dikkat çekici bir hal alıyor. Doğanın alarm verdiği bu kritik dönemde, hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği ile ortak çözümler üretilmesi, bu sorunun üstesinden gelinmesi için zaruridir. Ekosistemin dengesinin korunması, sadece Marmara Denizi için değil, Türkiye’nin gelecek nesilleri için de büyük bir önem taşımaktadır. Eğer derhal önlemler alınmazsa, Marmara Denizi’nin geleceği giderek daha büyük bir tehdit altına girebilir.
Müsilaj, sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorundur. Sağlıklı bir deniz, sağlıklı bir toplumun temeli olmalıdır. Bu nedenle, herkesin duyarlı olması ve bu konuda üzerlerine düşeni yapması, Marmara Denizi’nin tekrar sağlıklı günlerine dönmesi için kritik öneme sahiptir. Her yıl artan bu durum, dijital platformlarda ve sosyal medyada daha fazla dile getirilmeli ve daha fazla insana ulaşmalıdır. Marmara Denizi, hepimizin denizi; onu korumak, geleceğimizi korumaktır.