5 Temmuz 2025 tarihinde İstanbul'da meydana gelen deprem, hem vatandaşlarda hem de yetkililerde büyük bir panic hali yarattı. Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından yapılan açıklamalara göre, depremin merkez üssü, İstanbul'un Anadolu Yakası'nda yer alan Pendik ilçesi olarak belirlendi. Depremin şiddeti, Richter ölçeğine göre 5,6 olarak ölçülürken, derinliği 10 kilometre olarak kaydedildi. Bütün İstanbul genelinde hissedilen bu deprem, birçok insanı evlerinden dışarı çıkmasına neden oldu. Peki, İstanbul'da bu deprem sonrası neler yaşandı? Uzmanlar ve yetkililer, sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.
Kandilli Rasathanesi'nden alınan bilgiler doğrultusunda, deprem saat 15:23’te meydana geldi. İlk belirlemelere göre, depremin etkisi özellikle Pendik, Kartal, Maltepe ve Ümraniye gibi ilçelerde daha yoğun hissedildi. Deprem sonrasında birçok bina hasar görürken, bazı cadde ve sokaklarda devrilen tabelalar ve düşen küçük nesneler görüldü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve AFAD, hemen acil durum ekiplerini harekete geçirdi. Ekipler, hasar tespit çalışmalarına başlamadan önce, öncelikle insanların güvenliğini sağlamak amacıyla sahadaki durumları kontrol altında tutmaya çalıştılar. Deprem sonrası yapılan duyurularda, depremzedelere yardım etmek amacıyla çeşitli yardım toplama kampanyaları başlatıldığı açıklandı.
Deprem uzmanları, İstanbul'da meydana gelen bu sarsıntının büyük bir deprem öncesi artçı sarsıntılardan biri olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, "Bu tür depremler, İstanbul gibi büyük ve riskli bir şehir için elbette önemlidir." dedi. Yılmaz, “Son yıllarda artan deprem faaliyetleri, vatandaşların bu konuda daha dikkatli olmasını gerektiriyor. İstanbul'un tarihi ve yapısal özellikleri, olası büyük depremler karşısında oldukça hassas bir durum arz ediyor,” sözlerine ekledi.
Uzmanlar ayrıca, bu tür depremlerin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik etkilerinin de uzun vadede hissedileceğini vurguluyor. Depremin ardından yaşanan bu travmalar, insanların günlük yaşamlarını etkileyebilir. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar ise halkın endişelerini artıran bir diğer faktör oldu. Birçok kişi, yaşanan depremin ardından sosyal medyadan duydukları depremlerden dolayı kaygı içinde olduklarını dile getirdi.
Bu olay, İstanbul’un tarihi binalarının sağlamlığı ve depreme karşı dayanıklılığını tekrar sorgulattı. Özellikle son dönemlerde şehirde birçok yeni bina inşa edilmiş olsa da, eski yapıların durumları hala tartışma konusu. Yetkililer, özellikle eski binaların güçlendirilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini belirtiyor. İstanbul'un deprem gerçeği karşısında, hem bireylerin hem de kuruluşların bilinçlenmesi ve hazırlıklı olması büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, 5 Temmuz 2025 tarihi İstanbul için unutulmaz bir gün olarak kaydedildi. Şehirde hissedilen deprem, hem korku hem de tedbir alma konusunda yeni adımlar atılmasına neden oldu. Eğer bu tür durumlarla karşılaşılırsa, halkın daha organize ve bilinçli olabilmesi için yapılacak olan eğitim programları ve bilgilendirmeler büyük önem taşıyacak.