Son dönemde dünya gündeminde ısrarla yer bulan, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka, insani krizlerin ve trajedilerin ardı ardına yaşanmasına neden oluyor. Özellikle bu ablukanın sonucunda hayatını kaybeden çocukların sayısının 66’ya ulaşması, uluslararası toplumda derin bir kaygı ve öfkeye yol açtı. Gazze'deki insani durum, her geçen gün daha da kötüleşirken, çocukların topluma açılan penceresi olan eğitim ve sağlık hizmetleri de kesintiye uğramış durumda.
Birleşmiş Milletler’in son raporlarına göre, bu yıl içerisinde yaşanan çatışmalar sonucunda sadece çocuklardan oluşan bu kaybın sebepleri derinlemesine inceleniyor. İsrail'in uyguladığı abluka, temel ihtiyaçların karşılanmasını engelleyerek sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalan çocukların sayısını arttırıyor. Gıda, su ve ilaç gibi hayati öneme sahip ürünlerin Gazze'ye girişi kontrol altına alındı, bu da hastalıkların yayılmasına ve beslenme yetersizliğine neden oldu. Çocuklar, bu tür sorunlardan doğrudan etkilendikleri için, yaşamak için en çok ihtiyaç duydukları koşullardan yoksun kalıyorlar.
Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, Gazze'deki hastanelerde oluşan birikmiş sorunları daha da derinleştiriyor. Çocuklukta maruz kalınan stres ve travma, sadece fiziksel sağlığı değil, zihinsel sağlığı da olumsuz etkiliyor. Birçok çocuk, yaşamış olduğu travmaların etkisiyle psikolojik destek almazsa, ileriki dönemlerde kalıcı sorunlarla karşılaşabilir. Uluslararası insani yardım kuruluşları, durumu ciddiyetle ele alarak yardım göndermeye çalışıyor; ancak bu yeterli değil.
66 çocuğun yaşamını yitirmesi, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların yanı sıra birçok sivil toplum örgütünün de tepkisini toplamış durumda. Çeşitli insani yardım kampanyaları başlatıldı ve daha fazla kurtarma çalışması yapılması konusunda baskılar arttı. Ülkeler, uluslararası insan hakları ihlallerinin sona ermesi için acil çağrılarda bulunuyor. Çocuk hakları üzerine çalışan birçok kuruluş, bu kayıpların kabul edilemeyeceği mesajını vererek, dünya kamuoyunun dikkatini bu trajedinin üzerine çekmeyi amaçlıyor.
Birçok insan hakları savunucusu, çatışmaların sona erdirilmesi ve barış sürecinin başlatılması gerektiğini vurguluyor. Çocukların barış içinde büyüyeceği bir ortamın yaratılabilmesi için, savaşların önlenmesi ve insani yardımların kesintisiz devam etmesi büyük bir önem taşıyor. Bu noktada, dünya genelindeki liderlerin ve uluslararası toplumun ortak bir duruş sergilemesi, kalıcı bir çözüm bulma çabalarını desteklemek adına kritik bir rol oynayabilir.
Çocukların yanında olduğumuzu ve onların geleceğinin güvende olması için çaba göstermemiz gerektiğini unutmamalıyız. Gazze'deki ablukası ve yaşanan insani krizler, tüm dünya için bir ders niteliği taşıyor. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmesi için hepimizin harekete geçmesi gerekiyor. Unutulmaması gereken ise, bu trajedinin her birey için bir sorumluluk olduğudur.