Yemen merkezli Husi hareketi, 2023 yılının Ekim ayında, İsrail’in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı’na balistik füze saldırısı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bu olay, Ortadoğu'daki gerilimi yeniden tırmandırırken, uluslararası toplumun dikkatini çekti. Husilerin, daha önce gerçekleştirdikleri füze testleri arasında yer alan bu saldırı, bölgedeki güvenlik dinamiklerini bir kez daha sorgulatıyor. Husi sözcüsü, saldırının amacının İsrail’in askeri hareketlerine yanıt vermek olduğunu belirtirken, Husi hareketinin bu eylemiyle ilgili olarak yaptığı açıklamalar, çatışmanın yeni bir aşamaya geçeceğini gösteriyor.
Husiler, uzunca bir süredir Yemen’deki savaşa ve bölgedeki diğer güçlere karşı direniş gösteriyor. Balistik füze teknolojisine sahip olduklarını kanıtladıkları bu saldırının ardından, İsrail'in nasıl bir yanıt vereceği merak konusu oldu. Bu tür saldırılar, Husilerin elindeki askeri kapasiteyi ve stratejilerine güvenlerini gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun sadece Yemen’i değil, tüm Ortadoğu’yu etkileyebilecek geniş kapsamlı sonuçları olabileceğini ifade ediyor. Özellikle İsrail'in karşı atak yapılması yönündeki olası hazırlıkları ve bunun bölgedeki çatışma dinamiklerini nasıl etkileyeceği en çok tartışılan konular arasında yer alıyor. Husiler, ayrıca bu eylemlerinin, yani silahlı mücadelenin, bölgede yaşanan adaletsizlikler ve işgale karşı bir direniş hareketi olduğunun altını çiziyor.
Bu tür saldırılara uluslararası toplumun nasıl tepki vereceği de büyük bir merak konusu. Ben Gurion Havalimanı’na yapılan saldırının ardından, birçok ülke ve uluslararası kuruluş, olayın ciddiyetine dikkat çekerek derhal bir ateşkes çağrısı yapmıştır. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bölgesel güçler ise Husiler'in bu saldırılarını kınayarak, uzun süredir devam eden Yemen savaşı ile ilgili endişelerini dile getirmiştir. Yüksek gerilim ve belirsizlik altında, görüşme ve diplomasi yollarının tıkanması, çatışmanın yeniden alevlenmesine neden olabilir. Öte yandan, Husi hareketinin bu tür saldırılarla uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalışması, aynı zamanda iç siyasi dinamiklerini de şekillendirme çabası olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Husilerin Ben Gurion Havalimanı’na yönelik balistik füze saldırısı, yalnızca bir askeri eylem olmaktan çok daha fazlasını temsil ediyor. Ortadoğu’daki güç dengelerini sarsma potansiyeline sahip olan bu tür eylemler, taraflar arasında yeni çatışma alanları açabileceği gibi, barış müzakerelerine de zemin hazırlayabilir. Dinamik ve karmaşık bu durum, gün geçtikçe daha fazla dikkat çekiyor ve dünya genelinde etkileri hissediliyor. Husilerin bu tür eylemleri, savaşın ve barışın sürekli dengesini bozarak, trajik sonuçlara yol açabilir. Dolayısıyla, uluslararası toplumun bu gelişmelere dair alacağı tutum ve atacağı adımlar, ilerleyen günlerde önemli bir belirleyici rol oynayacaktır.