İstanbul'un siyasi atmosferinde kritik gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Son günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun seçim süreçleri ve projeleri çerçevesinde hazırlatmış olduğu afişlere karşı Başsavcılık tarafından alınan yasak kararı, siyasetin nabzını bir kez daha yükseltti. Bu yasak, hem İmamoğlu'nu hem de İstanbul halkını etkileyecek geniş bir tartışma ortamı yaratırken, kamuoyunda farklı tepkilerle karşılandı.
Başsavcılığın bu yasak kararının arkasında yatan gerekçeleri anlamak için öncelikle afişlerin içeriğine yakından bakmak gerekiyor. Ekrem İmamoğlu'nun afişlerinde, özellikle son yerel seçimlerdeki vaatlerine ve projelerine vurgu yapması dikkat çekiyor. Ancak, Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, bu afişlerin ’seçim dönemi yasaklarına’ aykırı olduğu ve ‘politika içerikli propaganda’ olarak algılandığı ifade edildi. Bu durumu eleştiren birçok siyasetçi ve hukuk uzmanı, İmamoğlu'nun görüşlerini ifade etme hakkının kısıtlanmasının demokrasi açısından endişe verici olduğunu belirtmekte.
Ekrem İmamoğlu, Başsavcılığın bu yasak kararına sert bir dille karşılık verdi. Kendi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda, ‘Halkın iradesinin üzerindeki baskılar asla kabul edilemez’ şeklindeki ifadeleriyle, bu durumu eleştirdi. İmamoğlu'nun destekçileri de, sosyal medyada ve sokaklarda bu yasak kararına karşı tepkilerini dile getirmekte. Ayrıca, birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi partiler, İmamoğlu'nun yanındayken; bu tür yasakların, demokratik bir toplumda asla yerinin olmaması gerektiğini belirtiyor. Yasak, yalnızca İmamoğlu'nun değil, tüm muhalefetin ifade özgürlüğünü tehdit eden bir durum olarak nitelendiriliyor.
İstanbul21 ilçe, 39 ilçeyi kapsayan bu yasak kararının nasıl uygulanacağı ve halk üzerinde yaratacağı etki merakla bekleniyor. İmamoğlu'nun destekçileri, bu tür yasakların yalnızca geçici olduğunu düşünse de, daha geniş bir kitlenin bu konudaki görüşleri oldukça karışık. Sosyal medya platformlarında oluşturulan kampanyalarla, yasak kararının geri alınması için imza toplanmaya başlandı. Ayrıca, bazı hukukçular, yasak kararının Anayasa'ya aykırı olduğunu, bu yüzden mahkemeye taşınabileceğini ileri sürüyor.
Öte yandan, bu yasak kararının sadece İmamoğlu’nun seçim afişleriyle sınırlı kalıp kalmayacağı da büyük bir soru işareti. Başsavcılığın bu kararı, diğer siyasi figürler ve partilerin kampanya süreçlerine de yansıyabilir. Bu durum, İstanbul'daki seçim atmosferini daha da gergin hale getirebilir. İlgili yetkililerin nasıl bir yanıt vereceği ve mevcut durumu nasıl yönetecekleri, İstanbul'un siyasi geleceği için büyük bir önem taşıyor. Sosyal medyada bazı kullanıcılar, bu tür yasakların seçim sürecinin adilliğini zedeleyeceğini savunarak, ‘Demokrasi adaletle çalışır’ ifadelerini kullanarak bu yasaklara karşı çıkıyorlar.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun afişlerine getirilen yasak, İstanbul’da siyasi gerilimleri artıracak ve gelecekteki seçim süreçlerine etki edecek gibi görünüyor. Kamuoyunun bu yasak karşısındaki durumu ve tepki biçimi, önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Herkesin merakla beklediği ise, bu yasakların ve Başsavcılığın ilerleyen günlerde nasıl bir yol izleyeceği ve İmamoğlu'nun bu durumda nasıl bir strateji geliştirerek, destekçileriyle iletişime geçeceği olacak.