Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bölgedeki gerginliklerin azaltılması ve kalıcı barışın sağlanabilmesi adına Ermenistan’a önemli bir çağrıda bulundu. Aliyev, Ermenistan'ın kendi anayasal düzenlemelerini hızla oluşturması gerektiğini belirterek, bu adımın iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Aliyev’in bu açıklaması, Kafkasya'daki siyasi dinamiklerin yeniden şekillenmesine yönelik umutları artırıyor. Söz konusu açıklamalar, son dönemde tekrar alevlenen Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri bağlamında kritik bir öneme sahip.
Aliyev’in Ermenistan’a yönelik anayasa çağrısı, uzun süredir devam eden Azerbaycan-Ermenistan geriliminin bir tezahürü olarak değerlendirilebilir. Özellikle Dağlık Karabağ sorunu etrafındaki gerginlikler, hem bölgedeki istikrarı tehdit etmiş hem de uluslararası arenada iki ülke arasında sıkıntılı bir iklim yaratmıştır. Aliyev, indirgeyici bir şekilde "Zaman kaybetmemeliyiz" ifadesini kullanarak, ilişkilerin düzelleşmesine katkıda bulunacak somut adımlar atan bir Ermenistan istemektedir. Bu bağlamda, Ermenistan'ın kendi anayasasında yapacağı değişikliklerin ya da yeni bir anayasa sürecinin, iki ülke arasındaki diyaloğu teşvik edeceği öngörülüyor.
Aliyev’in bu çağrısının ardından, uluslararası toplumdan çeşitli tepkiler gelmeye başladı. Birçok ülke Azerbaycan’ın çağrısını desteklerken, Ermenistan hükümeti ise bu tür bir talebin uygulanabilirliği konusunda temkinli bir tutum sergiliyor. Diplomatik uzmanlar, bu tür adımların, taraflar arasında kalıcı bir barışın sağlanmasındaki en büyük engellerden birini ortadan kaldırabileceğine inanıyor. Uzmanlara göre, Ermenistan’ın geçerli bir anayasa oluşturma süreci, aynı zamanda Uluslararası Hukuk çerçevesinde de önemli bir yere sahip. Bu süreç, aynı zamanda uluslararası aktörlerin de devreye girmesine olanak tanıyarak, bölgedeki barış çabalarının hızlanmasına katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, Aliyev’in anayasa çağrısının, hem bölgedeki istikrarı sağlamak hem de iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek adına bir fırsat sunduğu söylenebilir. Ermenistan hükümetinin bu çağrıya nasıl yanıt vereceği, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda Kafkasya’nın genel siyasi dengesini etkileyecektir. Tüm gözler şimdi Ermenistan’ın bu önemli gelişmelere nasıl bir yanıt vereceği üzerinde yoğunlaşmış durumda. Gerçekleşecek olan süreçler, gelecekteki barış ve işbirliği açısından kritik bir dönemeç oluşturabilir.