Türk edebiyatının dikkat çeken isimlerinden Süha Oğuzertem, talihsiz bir kaza sonucunda yaşamını yitirdi. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen yangın, Oğuzertem'in hayatını kaybetmesine neden oldu. Okuyucuları ve edebiyat camiası için büyük bir kayıp olan bu olay, yazarın eserleriyle bıraktığı mirası bir kez daha gözler önüne serdi. Oğuzertem, özellikle sıcacık anlatımı ve derin metaforlarıyla bilinen bir yazardı; okuyucuları kendi iç yolculuklarına sürükleyen eşsiz bir yeteneğe sahipti.
1975 yılında İstanbul’da doğan Süha Oğuzertem, küçük yaşlarından itibaren edebiyata ilgi duymaya başladı. Üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde tamamlayan yazar, ilk eserini 1998 yılında yayınlayarak edebiyat dünyasına adım attı. "Gözyaşı Kelebekleri" isimli romanıyla büyük bir çıkış yakalayan Oğuzertem, bu eserinde insan ruhunun derinliklerine inerek okuyuculara unutulmaz bir deneyim sundu. Ardından gelen eserleri de onun edebi kariyerini güçlendirerek, gerçeküstü unsurlar ve psikoanalitik yaklaşımlarla zenginleştirdi.
Zamanla, "Çalgın", "Buzul Kalp" ve "Kaybolan Sesler" gibi pek çok eseri, hem eleştirmenlerden hem de okuyuculardan büyük ilgi gördü. Geleneksel Türk edebiyatı temasını modern unsurlarla harmanlayarak yenilikçi bir üslup geliştiren Oğuzertem, eserlerinde sıklıkla insan ilişkilerini, yalnızlığı ve kişisel içsel çatışmaları işledi. Yazdığı her cümlede duygu yoğunluğunu hissettiren yazar, Türkiye’nin en önemli edebi figürlerinden biri haline geldi.
Oğuzertem’in hayatını kaybettiği yangın, adeta bir trajedi gibi Türk edebiyatını sarstı. Yangının nedeni henüz tam olarak belirlenememiş olsa da, olayın ardından başlatılan soruşturma devam ediyor. Yangın sırasında evinde yalnız başına bulunan yazar, alevlerin sarması sonucunda kurtarılamadı. Olayın ardından arama kurtarma ekiplerinin yoğun çalışması, ne yazık ki sonuç vermedi ve 48 yaşındaki yazar hayata veda etti.
Birçok yazar ve edebiyat sever, Oğuzertem’in ölümüne sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlar yaparak, büyük bir üzüntüyle başsağlığı dileklerini iletti. Edebiyat dünyasında yarattığı etki ve bıraktığı eserler ile asla unutulmayacak bir isim olan Oğuzertem için düzenlenecek anma etkinlikleri, onun yaşadığı dünyayı daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olacak. Ailesi ve yakınları ise, bu büyük kaybın acısını yaşıyor ve tüm sevenleriyle birlikte yas tutuyor.
Türkiye, Oğuzertem gibi bir yeteneği daha kaybetmenin derin acısını hissederken, edebiyat çevreleri, onun eserleriyle dolu kütüphanelerin hafızasında yaşamaya devam edeceğini bilerek rahatlamaktadır. Gelecek nesiller için ilham kaynağı olmayı hedefleyen bir yazar olarak Oğuzertem, kaleme aldığı her eserde okura yeni ufuklar açmaya çalıştı. Onun eserleri, yalnızca edebi bir miras değil, aynı zamanda ruhsal bir yolculuk sunan derin bir duygu denizidir.
Sonuç olarak, Süha Oğuzertem'in ani ölümü, edebiyat camiamızda bir boşluk yaratırken, eserleri sayesinde daima hatırlanacak. Kayıplarımızın ardından geride kalan mirasları anarak, onun etkisini yaşamaya devam edeceğiz. Müzik, sanat ve edebiyatın iç içe geçtiği bu dünyada, Oğuzertem’in derinlik dolu anlatım tarzı ve düşündüren hikâyeleri, nesilden nesile aktarılacak bir hazine niteliğindedir. Bu acı günün ardından herkes, edebiyatın ve sanatın yaşamın kaçınılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha idrak etmiştir.